RAFADAN TAYFA | UÇAN KİLİM

Hayri ve Kâmil oyun alanında boş konserve kutusuna çakıl taşı atma oyunu oynamaktadır. O sırada arka sokaktan geçen overlokçunun anonsu duyulur. Kâmil’in atışıyla kutu, ters çevrilmiş esintiyle birlikte yuvarlanarak arka sokağa doğru hızlanarak ilerlemeye başlar. İkili kutunun peşine düşer. Overlok aracı yolda ilerlerken önüne fırlayan konserve kutusundan kurtulmak için keskin bir manevra yapar. Aracını aralık kapısından rulo haldeki eski bir kilim fırlayıp yola düşer ve açılır. İkili konserve kutusu gözden kaybolunca aramaktan vazgeçip geldikleri yoldan geri dönerken yerde serili kilimi görürler. Geleneksel motifleri olan hafif yıpranmış kilim dikkatlerini çeker. Biraz inceleyip etrafa bakınırlar. Korkuluklara asıp gidecekken kuvvetli bir rüzgâr çıkar. Eski kilim korkuluğun üzerinde havalanır. Tayfa’nın etrafında tozlarla birlikte dönüp savrulur. İkili şaşkın halde kilimi yakalamaya çalışır. Kilimi alıp Mertlere giderler. Akın’ı uçan kilim bulduklarını inandıramazlar. Önce, kilimin uçarken fotoğrafını çekerler fakat bu sağlam bir delil olmaz. Bu sefer de kilimi kamera ile kayıt almaya çalışırlar. Sokakta yaşanan koşuşturma ve kovalamacanın ardından kilim ilk kez net olarak görüntüye girer. Tayfa, Mertler ’in salonunda TV’den görüntüyü izler. Mert, arkadaşlarına kilimin kendisinin uçmadığını, rüzgârın kilimi uçurduğunu söyler. Ama, Kâmil pek anlamıştır. Tayfa, terasta yaptıkları deneyle havanın kaldırma kuvvetini daha iyi anlamıştır. Uçan kilim hayali de burada...